Önce güzel resimler gösterdiler bize
İşte budur, dediler hayat.
Biz de öyle sandık, yanıldık.
Gördük ki, bazen hayat;
Bir çingenenin ağız dolusu küfrü,
Bir kürdün göz yaşıyla yoğurduğu ağıt,
Bir türkün sırtında derinleşen kambur,
Bir afrikalının alnındaki kara sinek,
Yucatanda bir köylünün dökülmüş dişi,
Arabistanda bir kadının görünmeyen
gözleri,
Avrupada bir göçmenin utangaçlığı,
Uzak asyada pirinç lapası,
Ne şamın şekeri ne de arabın yağıymış
hayat.
Hepsi tekil tekil tanımlı
Aslında bir bütün olarak anlamlı
Bir mutsuzluk kumbarasıymış hayat.