6 Aralık 2014 Cumartesi

Ne kadar çok ölüm var
ne kadar çok katil
Tırnaklarımı kemiriyorum
Öldürdüklerimin kanıtı tırnaklarım
Kazıya kazıya kendimi öldürüyorum her gece.
Her gece bir başka yanımı zamanı öldürüyorum

“Sen kaç kere öldürdün
Kaç kere öldürdüler seni
Kazıya kazıya parçalayarak içini

Küçücük bedeninde kocaman bir duvar saati kadınlığın
Kaç kere kırdılar kaç kere ağlattılar seni.
Sallandıkça sarkacı zamanın, daha kaç kere öleceğiz
Her gece biraz daha biraz daha karanlığa gömüleceğiz

Ey gözünün yaşına şiirler söylediğim
Acı olmasaydı umutta olmazdı
Katil oluşumuz belki de bundandı”

Her sarhoşluğum zamandan kopma isteği
unutmak öldürdüklerimin ismini
Ya da ölü doğan mavi gözlü erkek kardeşimi
İçtikçe daha çok ölüyorum daha çok öldürüyorum
Tırnaklarımla kazıya kazıya gecenin sonunu getiriyorum

“Şahittir ter kokan çarşaflar
Kapalı kapılar dağınık yataklar…
Ben sana sen bana akarken
Kum saatinin dar boğazı gibi
Sevgi dolu acı dolu yalnızlık dolu
Kendimizi aklamanın en günah yolu

Baba olmadım hiç, bir katil nasıl baba olabilir
Biliyorum kaba oldum sana
Belki hep öyleydim ya da öyle öğrettiler
Şimdi tüm günahlarımla af diliyorum
Hala sallanıyor zamanın sarkacı
Biliyorum zordur affetmek, varken
bunca ölüm bunca acı “

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder