Gecenin geç saatiydi, loş bir ışık ve
fonda kısık bir müzik vardı. İzmaritlerle dolu küllük uzun süredir orada
olduğunu kanıtlar gibiydi. Boş bira şişelerinin birkaçı devrilmiş sehpanın
üzerinde öylece duruyorlardı. Sarhoşluğun da etkisiyle geçmiş- gelecek
muhasebesi iyice iç içe girmişti. Yapılanlar neydi ya da yapılacaklar, hepsi
karışmıştı buna rağmen yüzünde anlamsız bir sırıtma yer alıyordu. Neden
gülüyordu o da farkında değildi. Eski sevgilileri, okuduğu kitaplar, yaşadığı sevinçler
ve hayal kırıklıkları, katıldığı korsan eylemler birbiri ardına aklından
geçiverdi. Sonra ne yapması gerektiğini düşündü bir süre yine işin içinden
çıkamadı. Kalktı bir bira daha almak için mutfağa gitti, dolabı açtığında bira
kalmadığını görünce içerden bir siktir çekti. Tekrar koltuğa oturdu, kafasını
iki elinin arasına aldı. Düşündü, düşündü, düşündü….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder